user preferences

New Events

Mashriq / Arabia / Iraq

no event posted in the last week

Bil’in’deki Konferans ve Anarşistlerin Kapitalist ve “Milliyetçi” Egemenlerle Garip İşbirliği

category mashriq / arabia / iraq | emperyalizm / savaş | opinion/analysis author Monday March 06, 2006 00:27author by Ilan Shalif - (Duvara Karşı Anarşistler – AATW) Report this post to the editors

Son iki gündür Bil’in’de duvara karşı mücadeleyle dayanışma amaçlı bir uluslararası konferans yaptık. Son 12 aydır yerel halk komitesi ve AATW tarafından sürdürülen Bil’in’deki duvara karşı birleşik mücadele projesi tarafından örgütlendi.


Bil’in’deki Konferans

ve Anarşistlerin Kapitalist ve “Milliyetçi” Egemenlerle Garip İşbirliği

Sömürgeci yönetimin normal biçimlerinden çok bir yerleşimci-sömürgecilik projesine benzese de İsrail-Filistin çatışmasının, özellikle de küresel kapitalizmin ve yerel (bölgesel) kapitalizmin günümüzdeki aşamasında, “her zamanki” sömürgecilikle bazı benzerlikleri var. Sömürgesizleştirmenin ve küreselleşmiş kapitalizmin dünyasında arda kalan son sömürgeci projelerin de yok olma baskısı altından olmasında garip bir şey yok. Bu, sömürgeci yönün milliyetçi baskı ile karışmış olduğu ve/veya olmaya devam ettiği bölgelerde de geçerli (İrlanda, Türkiye ve İsrail/Filistin gibi) ve hala süren yerleşimci sömürgeciliğinin olduğu yerlerde artan miktarda uluslararası baskı altında (Endonezya ve İsrail gibi).

İsrail-Filistin çatışması özelinde sömürgeciliğin yerleşimci sömürgeci niteliği egemen olsa da sömürgesizleştirme yolundaki ilk adımlar hala diğer kapitalist devletlerden kopyalanıyor: “Ulusal kurtuluş hareketleri”nin sürgündeki liderliğiyle uzlaşma.

Diğer bölgelerde olduğu gibi (ve özellikle de yerel ayaklanmayı bastırmanın maliyetinin çok yüksek olduğu Cezayir’de) sürgündeki liderlikle işbirliği yapmak ilk seçimdi. Böylece FLN’nin sürgündeki liderliğiyle Fransa arasındaki antlaşma gibi [ç.n. – FLN: 1954’te kurulan Cezayir Ulusal Kurtuluş Hareketi] İsrail de Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) sürgündeki liderliğiyle antlaşmaya varmaya çalıştı. Bununla birlikte sömürgesizleştirilmiş ülkede yönetimin liderliğe transferi İsrail-Filistin örneğinde iflas etti. Başarısızlığın nedeni yerleşimci sömürgeciliği destekleyen güçlerin tamamen yenilmemesiydi ve “sömürgesizleştirme” adımları çok sınırlıydı.

İsrail kapitalistlerinin büyük bir kesiminin, onlar için ekonomik bir sıkıntıya dönüştüğü için sömürgeci yönetimin sonlandırılmasını istemelerinde kesinlikle garip bir şey yok. Kapitalist seçkinlerin – diğer ülkelerde olduğu gibi – kendi ülkelerinin başka ülkelerdeki sömürgeci iktidarına karşı mücadele eden radikalleri desteklemesi ve onlarla işbirliği yapması da imkânsız değil. Fakat İsrail’in Duvara Karşı Anarşistler (AATW) adlı bir inisiyatife verdiği destek kulağa biraz garip geliyor. Hele de anarşistlerin bu konuda kendilerine açık destek vermemek için oldukça zorlanan medya ile yoğun bir işbirliğine girmesi söz konusu olunca… Bunu daha da garipleştiren tüm radikal solun, anarşistlerin Bil’in adlı Filistin köyünde yerel halk komitesiyle beraber her hafta örgütledikleri mücadeleyi takip etmesi.

Ancak sömürgeci durumun ve özellikle de yerleşimci sömürgeciliğin emekçi insanların kafalarının kapitalist ideoloji tarafından “sömürgeleştirilmesi”ne karşı mücadeleyi ne kadar zorlaştırdığı kavrandığında anarşistlerin girdiği bu işbirliği o kadar garip görünmüyor.

Anti-otoriter anti-kapitalistlerin kendi ülkelerinin egemenlerinin başka ülkeler üzerindeki sömürgeciliğine karşı mücadeleleri, sömürgeleştirilmiş ülkedeki halkların kurtuluşundan çok kendi halklarının zihinlerinin sömürgesizleştirilmesine yarar. (Ki tür ulusal kurtuluşlar dışsal iktidarı yerel egemenlerin eline vererek halkın durumunu genelde daha da kötüleştirir)

İsrail-Filistin mücadelesindeki garip durum bize İsrailli emekçilerin zihinlerinin özgürleşmesi için nadir bir fırsat sağladı.

Bu garip durum, bir bakıma, 1967 savaşından sonra sömürge haline gelen Filistin topraklarının sömürgelikten kurtulma sürecinde açığa çıkan bir kördüğümün sonucudur.

Yarı-başarılı bir yerleşimci sömürgecilik projesinin sonlandırılması temelde yekpare kapitalist seçkinlerdeki bir kaymadan fazlasına ihtiyaç duyduğu için sürgündeki FKÖ’nün liderliği ile işbirliğinin başarısızlığı hiç de garip değil.

Süreç tıkandı, çünkü İsrail FKÖ liderliğine 1967 savaşında işgal edilen yerlerdeki yerleşimci sömürgeci projenin artıklarına karşı mücadeleyi bırakmayan daha radikal direnişçilerin yerini alabilmesi için gerekli iktidar ve kaynağı vermeyi reddetti. İsrail, FKÖ’ye gerekli kaynakları sağlayamadı, çünkü İsrail seçkinlerinin iktidar ve çıkar dengelerindeki değişim yeterince radikal değildi: Yerleşimci sömürgeciliğin devamını mümkün görmekte çıkarı olanlar hala çok güçlü.

Leninistler ve Maoistler dâhil soldaki otoriterlerin sömürgelerde veya İsrail-Filistin örneğinde “ulusal kurtuluşu” yöneten milliyetçi kapitalist seçkinlerin bir ortağı olmalarında bir sürpriz yok. Bununla birlikte anti-otoriter ve anti-kapitalist İsrail solunun “Filistin ulusal kurtuluş” bölgesindeki gönüllü ortaklar olmaları bir açıklama gerektiriyor. Bu ortaklık, 1960’larda başladı ve günümüzde AATW içindeki anarşistlerle daha büyük bir ölçekte devam ediyor.

Bunun nedeninin güçsüz ülkelere duyulan bir sempati hissiyle alakası yok. Ne de sömürgeci projenin sonuçlarından faydalanmış olmanın yarattığı suçluluk duygusuyla alakalı. Bunun nedeni, bizim yerleşimci-sömürgeci projenin İsrail ve Filistin emekçilerinin görüşlerine olumsuz “katkısı”nı ve kitlesel doğrudan eylemin iki taraftaki milliyetçi ideolojileri güçsüzleştirmesine katkısını anlamamız.

İsrail sermayesinin yerleşimci sömürgeciliğin sonlandırılmasında çıkarı olduğunu gören kesimi, gizli anarşistlerden oluşmuyor. Ne de bizim mesajlarımızı beğeniyorlar. Fakat egemen sınıfın yerleşimci sömürgeciliği destekleyen tarafının etkisinin artışını engellemek konusunda kaygılılar.

Kamuoyunun çoğunluğunu yerleşimci sömürgeci projenin sonlandırılmasını desteklemesi için çok çaba harcadılar, fakat bu çoğunluk hala oldukça kırılgan.

Bunun yanında bu kesim kitlesel medyaya kamuoyunu ikna etmesi için devasa yatırımlar yapıyor. Bizim birleşik mücadelemizi, medyada yerleşimci sömürgeciliği gözden düşürecek bir alan açmak için kullanıyorlar ve bizi doğrudan eylemlerimize ve genel olarak anarşizme yer vererek “mükâfatlandırıyorlar”. Medyada artan miktarda olumlu bir imajımız çiziliyor ve bunun sonuçları devlet güçlerinin davranışlarından da gözlemlenebiliyor: şiddetin kademe kademe azalması. İnanması zor olsa da uluslararası konferansımız sırasında görevde olan en az beş asker konuşmaları dinleyebilmek için yakına geldiler.

Filistin yönetici seçkinleri ise daha da kötü bir durumda.

FKÖ liderliğinin kısmi işbirliği yerleşimci sömürgeci projeden kısmi bir geri çekilmeyi sağlayacak sabit bir uzlaşmayı getirmedi. Onların “yozlaşmış üçüncü-dünya toplum düzenleri” Filistinliler arasındaki daha radikal öğeleri bastırmakta başarılı olamadı. Bu başarısızlık, İsrail’i Filistin egemenlerine sonuç alma yönünde daha da fazla baskı yapmasıyla ve Hamas’ın iktidara gelişiyle sonuçlandı. Bu ayrıca ayrılma duvarının rotası üstündeki köylerde yaşayanların Filistin liderliğinin duvara karşı mücadeleyi yönetebileceğine olan umudunu zayıflattı ve bu gerçek onları kendi mücadelelerini kendi kendilerine yürütmeye sevk etti.

İsrailli anarşistlerin katıldığı pek çok yerel mücadele elbette ki bazı sonuçlar verdi. İsrailli göstericilerin birleşik mitinglerdeki varlığı devlet güçlerinin göstericileri dağıtmak için kullandığı şiddeti azalttı. Aynı zamanda ulusal ve uluslararası medyanın dikkatini de çekti. Geçen bir buçuk yıldaki diğer köylerdeki Bil’in öncesi birleşik mücadeleler bilinirlik kazandırmada, sonuçlar elde etmede ve güveni geliştirmede başarılı oldu ve Bil’indeki birleşik mücadelenin başlangıcını sağladı. Bunun yanında AATW’nin Filistin köylülerinin taban guruplarının davetiyle yürüttüğü şu anki mücadelelerin de başlamasını sağladı (Abud, Beit-Sira, Hebron ve diğerleri).

Son iki gündür Bil’in’de duvara karşı mücadeleyle dayanışma amaçlı bir uluslararası konferans yaptık. Son 12 aydır yerel halk komitesi ve AATW tarafından sürdürülen Bil’in’deki duvara karşı birleşik mücadele projesi tarafından örgütlendi. İktidardaki El Fetih liderliği İsrailli anarşistler dâhil olduğu için duvara karşı mücadeleyi ve şiddetsiz doğrudan eylemleri, artışa geçtiklerinde bile, desteklememişti. Bunu yapmamak için pek çok açık nedenleri vardı. Bununla birlikte yavaş yavaş dâhil oldular ve hatta onu ele geçirmeye bile çalışılar. Filistin kapitalist seçkinlerindeki iktidar değişikliğinden önce birkaç tanınmış sima haftalık Cuma gösterilerine gelmek gibi bazı yollardan katılım gösterdiler.

Filistin seçkinlerinin duvara karşı halk mücadelesinden genel olarak ve özellikle de Bil’in’den kâr elde etme çabaları artarak devam ediyor. Kendi inisiyatifleri olmamasına ve yerel komiteler ve İsrailli anarşistler tarafından düzenlenmesine rağmen büyük gösterilere birkaç önde geleni gönderdiler, bir defasında “hükümetleri”nin bir oturumunu Bil’in’de yaptılar. Bir keresinde üst rütbede bir yetkili AATW’ye biçimsel bir destek mesajı gönderecek kadar ileri gitti ve en büyük sürpriz de yerel Hamas destekçilerinin ve bölgesel liderliğin uzaklığını daha fazla koruyamaması ve Cuma gösterilerine katılması oldu.

Filistin egemenlerinin az ya da çok yozlaşmış kişiliklerinin ve onların rakiplerinin katılımına gösterdiğimiz “tolerans” bir zorunluluk. Yerel halk komiteleri bile bundan memnun gibi görünmüyor, fakat yerel taban eylemcilerinin sınırlılıklarını anlıyorlar ve iktidardaki siyasal seçkinlere vermeleri gereken “politik vergiler”in farkındalar. Böylece gösterilerimize katılan İsrail-Filistin ve İsrail milletvekilleri “vergilerini” mikrofon zamanı olarak topladılar.

Bil’in konferansı, yerel eylemcilerin ve AATW eylemcilerinin yanı sıra birçok Batı ülkesinden katılımcılara ve daha önemlisi Filistin’in başka bölgelerinde yerel mücadeleleri sürdüren insanlara ev sahipliği yaptı: Güney’de Hebron’dan (Halil) kuzeyde Cenin’e. Aynı zamanda FKÖ’den ve El Fetih liderliğinden önde gelenler “vergileri” için geldiler.

Herkesin hazır bulunduğu bir oturumda FKÖ önde gelenleri tarafından (El Fetih ve diğerleri, Filistin Ulusal Otoritesi’nin eski ve yeni üyeleri) ve onların yanında kendi ülkelerinde ortak mücadelemize destek veren uluslararası konuklar da konuşmalar yapıldı. Ayrıca taban eylemcileri kendi faaliyetlerine dair raporlar sundular. Ana tartışmalar her biri ayrılma duvarı hattının değişik bir bölümüne odaklanan çalışma guruplarında yapıldı. Bunlarda geçmişe dair bazı sonuçlar çıkartıldı ve gelecek mücadeleler için öneriler getirildi. Bunların bazıları konferansın sonuç bildirgesine dâhil edildi.

Ve Bil’in tazına uygun olarak konferans ikinci günü öğleden sonrasından gerçekleşen duvar rotasına doğru bir marş olmaksızın noktalanamazdı. Sürpriz olarak devlet güçlerinden hiçbir direnişle karşılaşmadı. Hattı geçtik ve duvarın batı yakasına inşa edilen Bil’in birleşik barış mücadelesi merkezine devam ettik. Merkez, Bil’in’den çalınan topraklar üzerine kurulan Modi'in Illit adlı yasadışı bir yerleşimci kolonisinin bitişiğinde inşa edilmişti.

Fakat devlet güçleri bize tamamen teslim olmadılar. Marşımızı durdurmaya çalışmadılarsa da etrafımızda çember oluşturdular ve Bil’in merkezindeki buluşmamızda sanki biz bitişikteki Modi'in Illit kasabasının bu bölümündeki yasadışı binalarına saldıracakmışız gibi batımızda askerlerden bir çizgi oluşturdular (Bu bölümde bina inşası ve işgal, yüksek mahkemenin verdiği bir kararla yasaklanmış durumda).

Merkezdeki mitingde konuşmalar yapılmaya devam etti. Konuşmalar bittiğinde bir futbol maçı yapıldı ve medya emekçilerine fotoğraf, video çekme ve röportaj yapma fırsatı verildi. İnsanlar daha sonra Bil’in’e dönüp evlerinin yolunu tuttular.


Ilan Shalif

author by nestor - Anarkismopublication date Mon Mar 06, 2006 17:54author address author phone Report this post to the editors

This article in English:

Related Link: http://www.anarkismo.net/newswire.php?story_id=2471
 
This page can be viewed in
English Italiano Deutsch
© 2005-2024 Anarkismo.net. Unless otherwise stated by the author, all content is free for non-commercial reuse, reprint, and rebroadcast, on the net and elsewhere. Opinions are those of the contributors and are not necessarily endorsed by Anarkismo.net. [ Disclaimer | Privacy ]