Her zaman aynı anlama gelmese de, bir yayıncılık tarihi, bir tür hareket tarihi olarak da okunabilir. Bu anlamda bu makale, özünde bunu amaçlıyor olsa da, Türkiyedeki anti-otoriter yayıncılığın tarihine ilişkin eksiksiz bir değerlendirme iddiası taşımıyor. Bu noktada şunu da vurgulamak gerekir ki; pek çok kişinin aklına gelebileceği gibi üst-başlıkta geçen anti-otoriter yerine anarşist sözcüğünün kullanılması tercih edilebilir(di), ancak bu tercih, ilerleyen satırlarda aktarılacak öyküyü tam anlamıyla betimleyecek kapsayıcılıkta ol(a)mazdı.
1935 yılında yayımlanan Peter Kropotkinin iki kitabı, Ahmet Ağaoğlunun çevirdiği (1991de Kavram Yayınları tarafından yeniden basılan) Etika ile Haydar Rifatın çevirdiği Anarşizm, 1960ların sonlarına kadar yegâne anarşist çeviriler olma niteliğini korumuştur. Bunun yanında, Marxın Kapitalinin (Rasih Nuri İlerinin 16 yaşında yaptığı çeviriyle) 1936da yayımlanan (ve 1965te Sosyal Yayınlar tarafından yeniden basılan) Özetinin erken dönem İtalyan anarşistlerinden olan Carlo Cafiero imzasını taşıyor olması dikkat çekicidir. Sosyal Yayınların yayımladığı baskıda ise, Cafieronun kişisel görüşlerini içeren bölümlerin çıkarıldığı özellikle belirtilmektedir.
1960 sonrasındaki birkaç on yılda, anarşizme yönelik (eleştirel) Marksist kitaplar dışında, yalnızca birkaç yeni çeviriye rastlanmaktadır. Bunlar arasında 1966da Galip Üstünün çevirisiyle Gerçek Yayınevinin bastığı Henri Arvonun Anarşizm Nedir?, 1967de Ergun Tuncalının çevirisiyle Kitapçılık Tic. Ltd. Ştinin yayımladığı George Woodcockın Anarşizm, 1967de Mehmet Tuncayın çevirisiyle Habora Kitabevinin bastığı Michael Bakuninin Seçme Düşünceler, 1969da Vedat G. Üretürkün çevirdiği ve Ararat Yayınevi tarafından yayımlanan Pierre-Joseph Proudhonun Mülkiyet Nedir? kitapları sayılabilir. Bunların yanında 1969da Ant Yayınları da, Daniel Cohn Benditin Anarşizm Komünist Bürokrasiye Karşı ile Jacques Duclosun Anarşizm: Sol Adına Sola İhanet başlıklı kitaplarını arkalı önlü tek bir kitap halinde basmıştır. Bu kitapların pek çoğu, özellikle 1990lı yıllardan itibaren farklı yayınevleri tarafından yeniden basılmıştır. Arvonun kitabı İletişim, Proudhonun kitabı Toplumsal Dönüşüm, Woodcockın aynı başlıklı daha kapsamlı kitabı Kaos Yayınları tarafından basılırken, Yöntem Yayınları Duclosun kitabını 1976da yeniden yayımlamıştır.
1970li yılların çatışmalı ortamında, anarşizmle mevcut şiddet ortamı arasında bağa odaklanan birkaç telif eser de yayımlanmıştır. Bunlardan ilki Fahri Tanmanın Altınok Matbaasında bastırdığı (2. baskısı 1970de yayımlanan) Demokratik Düzen Anarşik Usullerle Nasıl Tahrip Edilir? başlıklı, bir diğeri ise konuyu görece daha nesnel ve akademik bir şekilde ele alan, 1971de yazıldığı halde yazarı Ziya Somarın 1978deki ölümünden sonra Erdini Basım ve Yayınevi tarafından yayımlanan Dünyada ve Bizde Anarşi - Anarşizm adlı kitaplardır. 1976 yılında, Ayşe Kemalının çevirisiyle Milliyet Yayınları tarafından basılan, Roderick Kedwardın Anarşistler: Bir Dönemi Sarsanlar adlı eseri de anarşizmi şiddet-terörizm ekseninden değerlendiren bir başka kitaptır.
1980lerin sonlarından itibaren yaygınlaşmaya başlayan dergi faaliyetlerine paralel olarak özellikle çeviri kitapların sayısında artış görülmektedir. Ida Mettin Kronstadt 1921 kitabının 1985te Ümit Altuğun çevirisiyle Sokak Yayınları (1998de R. Macitin Fransızcadan yaptığı çeviriyle de Kaos Yayınları) tarafından basılması, dönemin bürokratik sosyalizme yönelik eleştirel ortamını yansıtmaktadır. Bunun yanında, George Sorel ve George Orwellın da birer kitabını yayımlayan Sokak Yayınları, Türkiyede anti-otoriterlerin kurduğu ilk yayınevi olarak nitelendirilebilir.
1988de güç ilişkileri üretmeyen bir toplumsallık arayışındaki Ayrıntı Yayınlarının kurulması da, anti-otoriter düşüncenin felsefi-teorik altyapısının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Yevgeni Zamyatinin 1988de yayımlanan Biz adlı ütopyası, Maurice Brintonın 1990da yayımlanan Bolşevikler ve İşçi Denetimi gibi reel-sosyalizm deneyimine eleştirel yaklaşan kitapların yanı sıra, Pierre Clastresin Devlete Karşı Toplum (1990) ve Vahşi Savaşçının Mutsuzluğu (1992) vb. kitapların basılması anti-otoriter/özgürlükçü akademik literatürü zenginleştirmiştir. Aynı yayınevi 1990ların başından itibaren, anarşizmin tarihini ve teorisini daha yakından irdeleyen Hans Magnus Enzensbergerin Anarşinin Kısa Yazı (1993) ve Rolf Cantzenin Daha Az Devlet Daha Çok Toplum (1994) vb. çeşitli kitaplar yayımlamaya başlamıştır. Murray Bookchinin Özgürlüğün Ekolojisi (1994), Ekolojik Bir Topluma Doğru (1996) ve Kentsiz Kentleşme (1999) kitaplarının yanı sıra, Ayrıntı Yayınları 1990lı yılların sonlarından itibaren, post-modern kuramla anarşizmi bütünleştirmeye çalışan eserlere odaklanmıştır. Bu anlamda, Crispin Sartwellin Edepsizlik Anarşi ve Gerçeklik (1999), Todd Mayin Postyapısalcı Anarşizmin Siyaset Felsefesi (2000), Matthias Kaufmannın Aydınlanmış Anarşi Siyaset Felsefesine Giriş (2003) ve Saul Newmanın Bakunin'den Lacan'a Anti- Otoriteryanizm ve İktidarın Altüst Oluşu (2006) adlı kitapları akla ilk gelen örnekler arasındadır.
1992de kurulup bir yıl sonra faaliyetlerine son veren Birey Yayınları, P. J. Proudhon, M. Bakunin ve Karin Kramer Verlag/Yayınlarının birer kitabı dışında Dadacılık ile tarihteki anarka-feminist kadınları anlatan birer kitap basabilmiştir. Birey Yayınlarının kapanmasının ardından, anarşist kitap yayıncılığı alanındaki önemli bir eksiklik, Kaos Yayınlarının 1994 yılında kurulmasıyla beraber bir ölçüde giderilmeye başlanmıştır. Bu bağlamda, yayıncılığın hareket ile ilişkisinin Kaosun kurulmasıyla derinleştiği söylenebilir. Kaos Yayınları, anarşist mücadele geleneğinin Türkiyede neredeyse hiç bilinmeyen yüz elli yıllık tarihi başta olmak üzere tüm özgürlükçü mücadelelerin Türkiyeli okura aktarılması işlevini üstlenmiştir. Geniş bir yelpazede yayımladığı kitaplar arasında, P. Kropotkinden M. Bakunine, Errico Malatestadan Lev Tolstoya, M. Bookchinden Rudolf Rockera, John Zerzandan Unabombera, Emma Goldmandan Colin Warda, İspanya Devriminden Ukrayna Mahnovist Hareketine, p.m.in Bolobolo ve William Morrisin Hiçbiryerden Haberler ütopyalarına kadar zengin bir literatür bulunmaktadır. Bunun yanında, yayınevi Tayfun Gönül, Gün Zileli ve Işık Ergüden gibi yazarların telif eserlerini de basmıştır. En çok ilgi çeken yayını ise, (önceki paragraflarda değinilen) Woodcockın Anarşizm başlıklı kapsamlı incelemesidir.
1990lı yıllardan sonra farklı yayınevleri de anarşist çevirilere ağırlık vermeye başlamıştır. Bunlar arasında, Sarmal Yayınevi tarafından Osman Akınhayın çevirisiyle 1991de 2 cilt olarak basılan (2003te tek kitap olarak Doruk Yayınlarının bastığı) Paul Avrichin Anarşist Portreleri, 1991de Alev Türkerin çevirisiyle Kavram Yayınlarının yayımladığı Bakuninin Devlet ve Anarşisi sayılabilir. Ayrıca, izleyen yıllarda Öteki, Metis, Doruk, İmge gibi yayınevleri de P. Kropotkin, E. Goldman, P. Avrich, Ursula Le Guin vb. klasik anarşist yazar ve edebiyatçıların önemli kitaplarını Türkçeye kazandırmıştır.
2006 yılı başında kurulan Versus Kitap da, dört yılı ancak bulan kısa süre içerisinde, özgürlükçü çizgide dikkate değer sayı ve nitelikte kitaplar basmıştır. Bunlar arasında, Mustafa Erata ile Nil Erdoğanın çevirdiği Robert Grahamın Anarşizm Özgürlükçü Düşüncelerin Belgesel Bir Tarihi (2007), Zarife Bilizin Türkçeleştirdiği Harold Barclayin Efendisiz Halklar (2010), Harun Yılmazın Rusyada Devlet Merkezli Sistem ve Bürokrasi (2006), Aziz Ufuk Kılıçın çevirdiği Philippe Corcuffun Bireycilik Sorunu (2009) ve Zamyatinin Biz kitabının (Algan Sezgintüredinin imzasını taşıyan) yeni çevirisi (2009) sayılabilir.
Yeni Ufuklar dergisinin 1968 Mart ve Nisan aylarında, Masis Kürkçügil imzasıyla yayımlanan Anarşizm Üzerine Birkaç Söz başlıklı makaleler gibi anarşizme olumlu atıflarda bulunan yazılara nadiren de olsa rastlanmakla birlikte, tarihsel olarak anarşist/anti-otoriter dergicilik faaliyetleri ancak 1980 sonrasında süreklilik kazanabilmiştir.
Yeni Olgu, Akıntıya Karşı vb. dergilerde nüvelerine rastlanan liberter eğilimler, Ekim 1986de ilk sayısı yayımlanan Kara dergisiyle birlikte ete-kemiğe bürünebilmiştir. Türkiye tarihindeki ilk anarşist dergi olma niteliğini taşıyan Kara, hem sürekliliği hem de zengin içeriğiyle bugün bile özlemle anılan tarihsel izler bırakmıştır. Kasım 1987de 12. ve son sayısını yayımladıktan sonra kapanan dergide son sayılara kadar anarşizm yerine ısrarla liberter sözcüğünün kullanılmış olması, döneminin baskıcı ortamından sıyrılma girişimi olarak düşünülmelidir. Karayı yine İstanbulda yayımlanan Efendisiz takip etmiştir; bu dergi de, 1988-1989 arasında ancak altı sayı yayımlanabilmiştir.
1992de İzmirde yayımlanmaya başlanan Amargi dergisi ise, anti-militarizme odaklanan bir perspektifle 1994 yılına kadar (13 sayı) yayınlarını sürdürmüştür. Aynı yıl Antalyada basılmaya başlanan Coelacanth dergisi, yayınlarını bir yıl sonra bitirirken, 1992 yılının sonunda İstanbulda en uzun soluklu anarşist dergilerden birisi olan Ateş Hırsızı çıkmaya başlamıştır. Toplumsal devrimci anarşizmden ilkelci-bireyci bir çizgiye doğru evrilen Ateş Hırsızı, çok-dilli yayınlarına 1999 yılında çıkan 10. sayısı ile son vermiştir.
İlk sayısı 1994 Mayısında Ankarada yayımlanan Apolitika, anarşistlerin ilk platform dergisi olarak değerlendirilebilir. İkinci sayıdan itibaren İstanbula taşınan teorik tartışmalar odaklı derginin, 7. (ve son) sayısı 1997 sonunda yayımlanmıştır. Apolitikanın boşluğunun, Mart 2001de yayınlanmaya başlanan Kara MecmuAya kadar tam olarak doldurulamadığı söylenebilir. Küreselleşme karşıtı mücadelenin yaygınlaşmasıyla birlikte, 2000lerin başından itibaren hissedilir biçimde yükselen anarşist hareket içindeki çeşitli eğilimleri yansıtan Kara MecmuA, Mayıs 2006da çıkan 11. sayıdan sonra yayınını sonlandırmıştır.
1990ların sonlarından itibaren ise, İstanbul merkezli bir grup, gençlik radikalizmine dayalı bir çizgide çıkarmaya başladıkları çeşitli yayınlarla sesini duyurmaya çalışmıştır. Kasım 1999de birinci, Mayıs 2000de ikinci sayısı yayımlanan Anarşinin dışında, 15 Şubat 1999dan itibaren yayımlanmaya başlayan Efendisizlerde de, (özellikle ilk birkaç sayısından sonra) büyük ölçüde bu grubun etkisi hissedilmektedir. 2000 yılı sonlarına kadar 14 sayı yayımlanan Efendisizlerde anarşist aktivizme odaklı anti-kapitalist bir perspektif göze çarpmaktadır. Nisan 2002 ile 1 Ocak 2006 arasında toplam 68 sayı yayımlanmış olan Özgür Hayat gazetesi de aynı çizginin devamıdır ve en çok sayıda basılan Türkçe anarşist basılı yayın olma niteliğini taşımaktadır. On-beşer günlük periyotlarda yayımlanan Özgür Hayat, küresel kapitalizm karşıtı mücadeleye eko-anarşist bir çerçeveden yaklaşmaktadır. Birçok anarşist ve anti-otoriter çevrenin, 2001 Şubat ayında gerçekleşen bir şiddet olayı nedeniyle, sözü edilen grupla iletişimi kestiğini vurgulamak gerekir.
1996dan sonra, anarşizme entelektüel-teorik eksenden yaklaşan bir kolektif, İstanbulda, aynı adı taşıyan (Karaşın) dergileriyle ortaya çıkmıştır. İki sayı yayımlanan dergiyi 1998-1999da üç sayı çıkan Gazete Karaşın takip etmiştir. Aynı yıllarda klasik anarşist metinlerin fotokopi-betiklerini çoğaltan kolektif, 2004ün Kasım ayında oldukça zengin bir akademik-teorik içeriğe sahip olan Siyahi dergisini çıkarmaya başlamıştır. Güncel anarşist siyaset-felsefesi ve modernizm karşıtı özgürlükçü yaklaşımlar üzerinde duran Siyahi 9. sayısını 2007 yazında yayımlamıştır. Benzeri özgürlükçü-entelektüel bir çizgide, 2007de Ankarada çıkmaya başlayan tesmeralsekdiz dergisinin 4. sayısı ise 2009 Mayısında basılmıştır.
Anarşist/anti-otoriter sanat ve kültüre odaklanan yayınların geçmişi, ilk anarşist dergi Karanın kapanmasından sonra iki sayı yayımlanan Kara Sanat dergisine kadar uzanmaktadır. Özellikle 1990lı yıllardan itibaren, aralarında Varlık ve Kavram Karmaşa dergilerinin de olduğu çeşitli yayınlarda yazı ve şiirleri yayımlanan anarşist/anti-otoriter yazarların yeniden bir araya gelişi, Mayıs 2003te ilk sayısı yayımlanan İmlasız ile gerçekleşmiştir. Kayseride basılan dergi, Temmuz 2004de yayımlanan sekizinci sayısından sonra kapanırken, yerini Kasım 2004te tek sayı çıkan Post-İmlasıza bırakmıştır. Aynı çizgiyi izleyen Bireyliklerin, Mart 2010da yayımlanan 31. sayısıyla kanıtlandığı şekilde, başarılı bir süreklilik yakaladığı görülmektedir.
Sınıf hareketi ve emek mücadelesi merkezli bir perspektifi benimseyen anarşistlerin 1990lı yılların sonları ve 2000li yılların başlarından itibaren yayın faaliyetlerini yoğunlaştırdığı görülmektedir. Bu anlamda ilk derginin, solun devrimci geleneği ile anarşizmi harmanlama çabasıyla, 1990ların sonlarında Ankarada 4 sayı yayımlanan Anarşi dergisi olduğu söylenebilir. Ardından gelen ilk özgürlükçü komünist yayın, İstanbulda Nisan 2004te yalnızca tek sayı yayımlanan Liberter dergisidir. Aynı kentte Mayıs 2005 ile Ekim 2006 arasında 5 sayı çıkan Kara Kızıl Notlar dergisi anarko-komünizm alanındaki teorik boşluğu doldurma işlevini üstlenmiştir. 2007 başında çıkmaya başlayan aylık dergi Mülksüzler ise, özgürlükçü komünistler dışında bağımsız bir sınıf hareketinden yana olan aktivistlerin katılımıyla emek mücadelelerine odaklanmıştır. Mülksüzler, 2007 yılının Ekim ayında çıkan dokuzuncu sayısından sonra yayınlarına son vermiştir. Ankaradaki süreç ise, ilk sayısı 2005 sonunda yayımlanan ve 3 sayı çıkan Proleter Teori A dergisi ile devam etmiştir. Mayıs 2009 tarihli birinci sayısından sonra, 2009 Sonbaharında ikinci sayısı çıkan Emeğin Özgürlüğü de Ankarada basılmaktadır.
Ekolojist-yeşil yaklaşımlarla anarşizm arasında bağlantı kuranların çıkardığı yayınların geçmişi ise, 1990ların sonlarına uzanmaktadır. 1999dan itibaren 3 sayı çıkan Kara Toprak gazetesinin ardından, 2000de tek sayı çıkan Vejetaryeni takip eden Vegananarşi 2003e kadar 5 sayı yayımlanmıştır. 2şer sayı çıkan Yabanıl ve Vahşiye Dönüş, tek sayı çıkan Son Durak vb. fanzinler de, anarşizmle ilkelci düşünceyi birlikte ele alan yaklaşımların ürünü olarak değerlendirilebilir. Uygarlığa Karşı Vahşinin Günlüğü adıyla 2004ten itibaren haftalık yayınlanan bülten ise 2005teki 53. sayısı ile yayınını sonlandırmıştır. Öte yandan, Bookchinci toplumsal/sosyal ekoloji düşüncesinin yansıması olarak sunulan özgürlükçü görüşler, Bahar 2002den Yaz 2007ye kadar 6 sayı yayımlanan Toplumsal Ekoloji dergisinde teorik zeminde ifade edilmiştir. 2003 yılından itibaren yayımlanmaya başlanan kitap formatındaki Üç Ekoloji dergisinin ise, Yeşillere daha yakın durmakla birlikte, özgürlükçü/anti-otoriter düşünce bağlamında da önemli bir zemin yarattığı söylenebilir.
Özgürlükçü yaklaşımların ifadesini bulduğu bir başka alan, Negrinin geliştirdiği görüşlerin etrafında şekillenen ve otonom Marksizm olarak nitelendirilen küresel kapitalizm karşıtı eleştiri geleneği olmuştur. Bu görüşlerin ifadesini bulduğu ilk yayın, 2002 sonundan 2010 Nisan ayına kadar 21 sayı çıkan Otonom dergisidir. Aynı sürece paralel olarak, 2002den bu yana onlarca kitaptan oluşan bir yayın külliyatı ortaya koyan Otonom Yayıncılık ve Şubat 2004ten itibaren 2007 sonuna kadar 7 sayı yayımlanan Conatus Çeviri Dergisi de bu hareketin ürünleridir.
Anarşist/anti-otoriter düşüncenin önemli bileşenlerinden birisi olan cinsiyetçilik karşıtlığı da çeşitli bağımsız yayınların ortaya çıkışında dikkate değer bir rol oynamıştır. Bu anlamda öncelikle eşcinsel hareketin ilk ve en uzun soluklu yayını olan Kaos GL dergisini anmak gerekir. 1994 Eylül ayından itibaren kesintisiz her ay yayımlanan Kaos GL, başlangıçtaki kayıtsız, anti-otoriter formatından 1999 sonlarında yasal formata geçmesi ve eşcinsel hareketin de yaygınlaşmasıyla birlikte yavaş yavaş uzaklaşırken, sürekli yayın niteliğini halen korumaktadır. Aynı grubun 2001de üç sayı çıkardığı Parmak gazetesini de bu kapsamda değerlendirmek gerekir. Eşcinsel hareketinin özgürlükçü yayınları dışında, az sayıda anarka-feminist yayın da bulunmaktadır. Bunlar arasında, 1990lı yılların sonlarında Ankarada iki sayı yayımlanan Dokunduran Çüksüzler ile bir diğer fanzin Benzineyi anmak gerekir.
Anti-militarizm de, Türkiyedeki anarşist/anti-otoriter hareketin temel eksenlerinden birisini oluşturmaktadır. Bu bağlamda birkaç yayından söz edilebilir: 1990lı yılların başında İzmirde basılan Amarginin dışında, 2000-2003 arasında Ankarada 7 sayı yayımlanan Oldsletter ile ağırlıklı olarak anti-militarizm ve vicdani red konularının işlendiği 1998den sonra İstanbulda 3 sayı yayımlanan Nisyan dergisi.
Anarşist/anti-otoriter yayınların önemli bir bölümü İstanbulda çıkartılmakla birlikte, başta Ankara ve İzmir olmak üzere çeşitli kentlerde yayımlanan çok sayıda dergi ve fanzinin olduğunu vurgulamak gerekir. Bunlardan Ankarada yayımlananlar arasında, 2000li yılların başında 3 sayı çıkan An Kara Fanzin, birer sayı yayımlanan İnat ve İsimsiz dergileri ve hAber isimli anarşist bülten sayılabilir. 2008in Ocak ayında yayımlanmaya başlanıp aynı yılın Aralık ayına kadar 7 sayı çıkan aylık Ahali gazetesi ise, Ankarada çıkartılan en uzun soluklu anarşist/anti-otoriter yayın unvanını Oldsletterla paylaşmaktadır. Bu kentteki anarko-fanzin kültürü esasen çok daha gerilere uzanmaktadır; 1990ların ikinci yarısında çıkan Provokatör dışında, kAtrAn, Şeker-Deterjan-Çaput-Şişe isimleriyle devam eden fanzin dizisi bu kapsamda sayılabilir. Ankaranın yanı sıra, İzmir de zengin bir yayıncılık geçmişine sahiptir. 2000li yılların başında A4 Asimetri Yeraltı Yayın adıyla pek çok anarşist klasik metin kitapçık formatında basılırken, 2004 başından itibaren 14 sayı çıkan anarşist bülten Anarşizmirin yanı sıra, Afanzin, İçtepi, Karakuşi, Kara Cüce vb. çok sayıda dergi ve fanzini anmak gerekir. Anadolunun çeşitli kentleri de anarşist fanzin yayıncılığı açısından oldukça faaldir: Konyada 1990lı yılların ortalarında çıkartılan Dış Mihrak, Malatyada 2002den sonra 3 sayı çıkan Özgür KarArt, 2003te Çorludan yayımlanan ÇorludA, Bigada çıkan Acunsal Titreşim akla gelenlerden yalnızca birkaçıdır.
Kuşkusuz, burada adı anıl(a)mayan fanzin, dergi, gazete vb. pek çok başka anarşist/anti-otoriter yayın olduğunu belirtmek gerekir. Özellikle İstanbulda basılan bu yayınlar arasında, Kara Gazete, OtonomX, Sert İtham, Kontra Atak, Virüs, Uçurum, Yangın, Nebula, Afutbol, Lafanzin, Underground Poetix sayılabilir. Güncel yayınlar arasında ise, ilk sayısı 2009 yazında, ikinci sayısı ise 2009 Aralık ayı sonunda basılan, haber, yorum ve tartışma dergisi Asiye göze çarpmaktadır.
Anarşist haber siteleri (ve aynı zamanda anarşist yayınlar) arasında en uzun soluklu olanı, 2000 yılı Mart ayından beri faaliyet gösteren A-infos Türkçe haber servisidir: http://www.ainfos.ca/tr Türkiyedeki anarşist etkinlikler, haberler ve makalelerin dışında, çeşitli dillerden haber çevirileri de yayımlayan A-infosun, bu topraklardaki anarşist/anti-otoriter hareketin aynası olduğu söylenebilir.
Küreselleşme karşıtı eylemlerin gelişimine paralel olarak, bağımsız bir alternatif haber/duyuru ağı olarak ortaya çıkan Indymedianın İstanbul kolu İstanbul Indymedia - http://istanbul.indymedia.org, 2003te ağırlıklı olarak anti-otoriterlerin oluşturduğu bir grup tarafından kurulmuştur. Sağ-kolonu haber ve duyurulara ayrılan site, muhalif örgütlenmelerin açık iletişim platformu olarak önemli bir işlev görmektedir.
Anti-militarist yayıncılık alanındaki önemli bir boşluk, elektronik alada uzun zamandır faal olan Savaşkarşıtları - http://www.savaskarsitlari.org sitesi tarafından doldurulmaktadır. Ağırlıklı olarak vicdani ret haber ve duyurularına yer veren site, anti-militarist/vicdani ret hareketinin kapsamlı bir kronolojisini içermektedir.
Anarşist/anti-otoriter teorik metin arşivlerinin derlendiği dikkat çekici birkaç siteden daha söz etmek yerinde olacaktır. Bu anlamda, kolektif bir emeğin ürünü olan Anarsi.org - http://www.anarsi.org sitesi, son yıllarda pek fazla güncellenmese de, Tarihte Bugün bölümü ve geniş arşivi ile göze çarpmaktadır. Çoğu kendi imzasını taşıyan, çok geniş bir çeviri-makale arşivine sahip olan Anarşist Bakış sitesi ise, bir süredir internet erişimini yitirmiş olsa da, basılı ve elektronik ortamdaki çok sayıda yayına teorik malzeme sağlamıştır. Eski anarşist dergilerin bir kısmını bir araya getiren Anarsi.net sitesi, 2006 yılında açıldıktan bir süre sonra yayınlarını sonlandırmıştır. Otonomcu Marksist kuramın teorik tartışmalarını içeren kapsamlı bir arşivi olan Körotonomedya - http://www.korotonomedya.net da önemli sitelerden birisidir.
Forum sayfaları, zaman zaman dozu kaçan tartışmalara sahne olmakla birlikte, iletişim ve deneyim paylaşımı anlamında önemli bir boşluğu doldurmuştur. Farklı sunucular üzerinden 2000li yılların başından beri yayın yapan Aforum (eski adıyla Anarşi Forum), oldukça uzun süreden beri anti-otoriterler ve bağımsız/özgürlükçü sosyalistler arasında açık bir tartışma alanı oluşturan Sanal Molotof Mesaj Panosu, özellikle 2000li yılların ilk yarısında yoğun tartışmalara sahne olan Kara MecmuA Mesaj Panosu ve anarko-komünistlerin tanışma-iletişim alanı Kara Kızıl Forum akla gelen başlıca forum siteleri arasındadır.
Yalnızca elektronik ortamdan takip edilebilen birkaç anarşist yayın da bulunmaktadır. Bunlar arasında 2006 sonu ile 2007 başı arasında 3 sayı yayımlanan, E-dergi PAN ile 2004 2007 arasında 13 sayı çıkan Koyaanisqatsi fanzin sayılabilir. İlk sayısı 2008 Aralıkta çıkan, çeviri ağırlıklı Sanal Teorik E-derginin 5. sayısının yakında çıkması beklenmektedir: http://www.sanalteori.net/
İnternet üzerinden radyo yayıncılığı da, Türkiyedeki anarşistlerin ilgi alanları arasındadır. Deneme yayınlarına 2005 yılında başlayan Mülksüzler Radyo deneyimi sonlandıktan sonra, 2009 yazından itibaren yayın yapmaya başlayan Anarşi Radyo kesintili de olsa faaliyetlerini sürdürmektedir: http://anarsiradyo.org
Umarım, bu görünür ol(a)mayanı görünür kılmaya çabası, bu topraklarda hak ettiği karşılığı bulur.
(*) Bu yazı, 17 Nisan 2010 tarihli Birgün gazetesinin Pazar Eki'nin "Anti-Otoriter Düşünce" üzerine hazırladığı dosyada kısaltılmış haliyle yayımlanmıştır.